Kitap Western Kentucky Üniversitesinde doçent olarak görev yapmakta olan Juan Romero tarafindan kaleme alinmistir. Romero, doktorasini Teksas Üniversitesi’nde Modern Ortadogu çalismalari üzerinde tamamlamis ve özel olarak pan-Arabizm, Soguk Savas dönemi Ortadogu, Ortadogu milliyetçiligi, bati emperyalizmi gibi konular hakkinda çalismalar üretmektedir. Burada bahsi geçecek olan çalismasi ise 2022 yilinda Routledge tarafindan yayimlanmis olan Terrorism: The Power and Weakness of Fear adli eserdir.

Marksist Leninist ideolojiyi esas alarak kurulan PKK terör örgütü, 1978’den günümüze kadar gerçeklestirdigi eylemlerle binlerce insanimizi öldürmüs, ondan daha fazlasini ise yaralamistir. Eylemleri ile Türkiye’nin ekonomik, siyasal, sosyal yapisini etkilemis, ülkenin iç ve dis gündemine damgasini vurmustur. Bu nedenle Terörizm ve Radikallesme Arastirmalari Dergisi, ikinci sayisini PKK terör örgütüne ayirmis, PKK sorununu tüm boyutlariyla masaya yatirmistir. Bu kapsamda ikinci sayimizda, PKK terör örgütünün ortaya çikis nedenlerini, örgüte nasil ve hangi yöntemlerle yaklasilmasi gerektigini, PKK’nin ideolojik temellerini, PKK’nin örgütlenme modelini, gelecekte nasil bir sekil alabilecegini Doç.Dr. Nihat Ali ÖZCAN’la konustuk. Sorunun sicakliginin ve “yakiciliginin” zirve yaptigi 1999 yilinda, PKK üzerine yazdigi doktora tezini tamamlayan ilk akademisyen olmasi nedeniyle Sayin ÖZCAN’in görüslerinin oldukça önemli ve ufuk açici oldugunu düsünüyoruz. ÖZCAN’in tezi daha sonra, “PKK (Kürdistan Isçi Partisi)-Tarihi, Ideolojisi ve Yöntemi” adiyla kitap olarak da yayimlandi. ÖZCAN halen, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler bölümünde ve ayrica Türkiye Ekonomi Politikalari Arastirma Vakfinda (TEPAV) görev yapmaktadir.

Ilk sayisi ile bekledigimizin üzerinde bir ilgi toplayan Terörizm ve Radikallesme Arastirmalari Dergisi’nin ikinci sayisi ile karsinizdayiz. Öncelikle sunu dile getirmek bizim için gurur verici; dergimiz ilk sayisinin yayimlanmasindan sonra yapmis oldugumuz basvurular sayesinde 13 uluslararasi ve ulusal endeks tarafindan taranmaya baslamistir. Bu süreç, Türkiye’de akademik bir derginin varligini devam ettirebilmesi açisindan hayati önem tasimaktadir. Öte yandan, ilk sayimizin yayimlanmasindan sonra makale çagrilarimiza gelen yanitlarin sayisi artarken, “Danisma Kurulu” kadromuz da genislemistir. Bu konuda bizlerden yardimlarini esirgemeyen herkese minnetlerimizi sunmak bizim için bir görevdir.

Bu arastirma makalesi, terör örgütü PKK ve uzantilarinin gerçeklestirmis oldugu terör saldirilarini ve etkilerini analiz etme amaciyla kaleme alinmistir. Arastirmada zaman ve cografya olmak üzere iki tür sinirlamaya basvurulmustur. Zaman bakimindan 1984-2022 yillari arasindaki terör saldirilari incelenirken, cografya bakimindan Türkiye, Irak ve Suriye sinirlari içerisinde meydana gelen terör saldirilari incelenmistir. Çalismada nicel ve nitel yöntemler bir arada kullanilmis ve nicel veriler noktasinda Terörizm Analiz Platformu (TAP) ana kaynak olarak seçilmistir. Çalismanin giris bölümünde TAP hakkinda bilgi verilmis ve çalismanin metodolojisi izah edilmistir. Ikinci bölümünde 1984-2022 arasi dönem, 4 ayri dönem içerisinde ayni parametreler üzerinden incelenerek karsilastirmali dönemsel analiz yapilmistir. Sonuç kisminda ise 1984-2022 arasi dönemdeki tüm veriler bütüncül bir bakis açisiyla toplu bir sekilde ortaya koyularak analiz edilmistir.

Bir terör örgütünün ideolojik motivasyon unsurlari gibi liderlik özellikleri de terör örgütlerinin özgün yapilarini olusturmaktadir. Bu çerçevede terör örgütlerinin lider özellikleri, örgütsel yapilarinin isleyisi açisindan ve bir terör örgütünün anatomisinin anlasilmasi kapsaminda önemli veriler sunmaktadir. PKK terör örgütünün, önemli ayirt edici özelliklerinden birisi, hiyerarsik örgütsel yapisinda lidere kosulsuz bagliliginin ve itaat kültürünün insa edilmis olmasidir. Bu çerçevede Abdullah Öcalan’in, PKK terör örgütünün yapisal özellikleri ve isleyisinde önemli bir etkinligi oldugu görülmektedir. PKK terör örgütünün kurulus ve devamliliginda, Öcalan’in lider özellikleri, özellikle kült yapilanmalarin lider özellikleri ile benzerlikler göstermektedir. PKK’nin örgütsel yapisi Öcalan kültü üzerine sekillendirilmis olup Kürt kimligi, alternatif düzen anlayisinin kurulmasinda kullanilan siddetin mesrulastirici bir aracina dönüstürülmüstür. PKK terör örgütü bünyesinde yaratilan yeni Kürt kimligi, Kürt halkini temsil etmemekle birlikte psiko-politik bir kimlik özelligi tasimaktadir. Bu çalismada, PKK terör örgütünün lider tipolojisi üzerinden analizi yapilmaktadir. Bu çalismadaki temel önerme, PKK terör örgütünün Öcalan öznesindeki örgütsel yapisinin kült bir özellige haiz oldugu yönündedir.

1978 yilinda kurulan terör örgütü Partiya Karkerên Kurdistan (PKK/Kürdistan Isçi Partisi), 2022 yili itibariyla varligini sürdürmeye devam etmektedir. Ortadogu’nun kalbi sayilabilecek bir bölgede 44 yildir ayakta kalmayi sürdüren PKK, uzun süredir ayakta kalmasiyla esine az rastlanir örneklerden birisidir. Zira bazi terör örgütleri birkaç yil ayakta kalirken, hatta bazilari bir yili bile tamamlayamazken, 40 yili asan bir süredir varligini sürdüren az sayida terör örgütü bulunmaktadir. Terör örgütünün militan devsirmesinde, propaganda faaliyetlerinde ve finansal gelirlerinde zaman zaman azalmalar olsa da uzun süredir ayakta kalmasi incelenmeyi gerektiren bir vaka oldugunu da göstermektedir. Geçen 44 yillik süreçte Türk güvenlik güçleri (TSK, EGM, MIT, Jandarma) PKK’ya karsi verilen mücadelede binlerce PKK’li militani etkisiz hale getirmis, hatta terör örgütünün liderini sag olarak yakalamayi basarmistir. Fakat PKK’nin sadece Türkiye sinirlari içerisinde bulunmamasi, bölgesel ve uluslararasi düzeyde elde ettigi siyasi ve ekonomik destekler gibi sebepler terör örgütünün ayakta kalmasini saglayan baslica unsurlardan olmustur. Yapilan bu çalismada PKK’nin 44 yil gibi uzun bir süre ayakta kalmasini saglayan sebepler terör çalismalari literatüründe yer alan terör örgütlerinin nasil ayakta kaldigi ve sona erdigi yaklasimlari üzerinden betimleyici bir sekilde degerlendirilmektedir.

PKK ve PYD Terör örgütlerinin varliklarini sürdürebilmelerinde belirleyici etkenlerden birisinin aldiklari dis destek olduguna dair yaygin bir kanaat bulunmaktadir. Bununla birlikte verilen destegin örgütlerin dönüsümündeki rolü eksik birakilmistir. Oysa hibrit savas yöntemlerinden vekâlet savaslari ve devlet sponsorlugunda terörizm (DST) kapsaminda destek alan yapilarin bir degisim yasamalari ve bunun sonucunda ortama uyum saglama sürecinden geçmeleri beklenmektedir. Bu kapsamda çalismanin amaci, vekâlet savaslarinda terör örgütlerinin kullanilmasini, sponsorlugun ötesinde bir noktaya konumlandirarak örgütlerin dönüsümlerine olan etkisini gün yüzüne çikarmaktir. PKK ve PYD’nin tarihsel düzlemde geçirdikleri asamalar incelendiginde devletlerin verdikleri destegin örgütlerin kapasiteleri ve dönüsümleri üzerinde etkili oldugu sonucuna ulasilmistir.

Uluslararasi sistemde yasanan her olumlu gelisim bireyler ve devletler için çesitli avantajlar yaratmis olsa da bu olumlu gelismeler ya da diger bir ifadeyle teknolojik gelismislikler terör örgütleri tarafindan da aktif olarak kullanilabilmekte ve gerek bireyler gerekse de devletler için olumsuz sonuçlarin ortaya çikmasina neden olabilmektedir. Bu çalismanin temel amaci internetin gelismesi ile birlikte terör örgütlerinin bu yeni ortami hangi amaçlar çerçevesinde kullandiklarini degerlendirerek PKK terör örgütü özelinde bir analiz yapmaktir. Özellikle Suriye iç savasi ile birlikte baslayan süreçte farkli adlarla da eylemlerine devam eden bir örgütün sadece geleneksel terör faaliyetleri kapsaminda eylemler gerçeklestirdigini söylemek zordur. Bu sebeple PKK terör örgütünün siber ortamdaki faaliyetlerinin analiz edilmesi de önemli bir boyut olarak ön plana çikmaktadir.

Radicalization denotes the process by which an individual or group adopts or exhibits a violent form of action directly linked to an extremist ideology be it; socio-political, or religious, which is not consistent with the conventional value construct. But radicalization assessment mechanism is obscure. Its structure, scope, and implementation strategy still remain largely unsettled. Central to this mechanism are the risk assessment tools which are used as indicators to assess individual(s) vulnerability. But scholarship on such tools, however, is dominated by the Behavioral Science. Thus, militating against the tools’ suitability within the realm of the religious content of the individual’s thinking. This research note, therefore, takes the religious approach to identify suitable indicators relative to the individual’s value construct. Using the Maqasid Al-Sharia framework, it articulates vulnerability assessment tools which were tested through Focus Discussion (FD) involving ten students (four female and six male) drawn from two universities in Northwest Nigeria. Hence the paper discovered the operational utility of the tools which proved valuable toward providing policy direction at the two levels of aggregation: micro and macro levels of vulnerability risk assessment.

Psikoloji bilimi kökenli Raquel Da SILVA, 2016 yilinda Birlesik Krallik Birmingham Üniversitesinde “Giving Them a Voice: Narratives of Political Violence of Portugal” konulu çalismasiyla doktorasini tamamlamistir. Silva’nin çalisma alanlarini; elestirel terörizm çalismalari, siyasal siddet, anlatilar ve hayat hikâyesi analizi olusturmaktadir. Hali hazirda Center for International Studies bünyesinde arastirmaci olan Silva’nin çok sayida yayini mevcuttur